Uludağ Üniversitesi’nin (UÜ) Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle “2. Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı’ kapsamında düzenlediği ”Balkanlarda Güvenlik Sorunları, İşbirliği İmkanları ve Türkiye’nin Balkan Vizyonu” konulu, ‘Uluslararası Balkan Forumu’ başladı.
Bursa Vali Yardımcısı Vedat Müftüoğlu, UÜ Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen forumun açılışında, Balkanların Türkiye için her zaman stratejik bir öneme haiz olduğunu söyledi. UÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek de Balkanlar dendiğinde ilk akla gelen şeyin ”acılar” olduğunu dile getirdi. Balkanlar’da, çok dilliliğin, çok dinliliğin ve çok kültürlülüğünün öneminin ve zenginliğinin son dönemde anlaşılmaya başladığını ifade eden Dilek, buna rağmen bölgede halen ciddi sorunların bulunduğunu anlattı.
“TÜRKİYE GÜVEN VERİYOR”
El Hilal Yardımlaşma Teşkilatı Başkanı ve Makedonya Parlamentosu Milletvekili Behicuddin Sehabi, 1991’de yaşanan kargaşanın ardından Türiye’nin Balkan ülkelerine yönelik ilgisinin arttığını, 2001 yılından itibaren ise Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin bölgeye çok ciddi hizmetler getirmeye başladığını söyledi. “Balkanlarda Türkiye sempatisi ve coşkusu var” diyen Sehabi, Makedonya’nın nüfusunun 2 milyon 100 bin olduğunu kaydetti. Sehabi, ”Bu nüfusun yüzde 33′ü de Müslüman. Balkan ülkelerine ve Makedonya’ya İslam dini Osmanlı ile birlikte gelmiş. Osmanlı eski Yugoslavya’ya 1291’de Kosova Savaşı ile gelmiş, 1912 Balkan Savaşları sonrası da çekilmiş. Son 100 yılda çok sayıda Osmanlı dönemi eseri tahrip edildi. Bu yıkım sistematik bir şekilde yapıldı. Ancak şunu söyleyebilirim ki diğer Balkan ülkelerine nazaran Makedonya’da daha fazla Osmanlı eseri kurtarılmıştır” dedi.
“OSMANLI DÖNEMİNDE MUTLUYDULAR”
Karadağ Rojaye İslam Meşihat Birliği Başimamı Ernad Ramovic de Osmanlı’nın Balkanlar bölgesine savaşla değil medeniyetle geldiğini belirtti. Osmanlı’nın Balkanlar’da 500′ü aşkın yıl hüküm sürmesine karşın oradaki halkın hala kendi dilini konuşabildiğini, etnik kimliğini koruyabildiğini ve dini inancını özgürce yaşayabildiğini anlatan Ramoviç, ”Osmanlı Balkanlara 1391 yılında girdi. O dönemde Avrupa kan içine boğulurken Osmanlı himayesindeki Balkan ülkeleri en mutlu dönemlerini yaşadılar. Müslüman olmayanlar savaşa gitmiyordu” dedi. Ramoviç, Balkanların medeniyeti de Osmanlı’dan öğrendiğini, o dönemde çok sayıda okul ve medresenin açıldığını hatırlatarak, ”Fransa son dönemde Türkiye’ye karşı bir politika yürütüyor. Fransa önce kendisinin Afrika’da yaptıklarına baksın. Osmanlı Balkan ülkelerindeki tüm insanlara, tüm gruplara hizmet götürdü. Balkan ülkeleri en mutlu dönemlerini Osmanlı döneminde yaşadı. Avrupa’da yaşayan Rumların kendi dillerini konuşmaları yasaktı. Ama 500 yıl Osmanlı himayesinde yaşayan Balkanlarda her etnik grup kendi dilini, kimliğini, dinini rahatça yaşadı” dedi.
Kaynak: Yeni Dönem