Ana Sayfa  |   İletişim   |   Banka Hesap Numaraları   |  
Ana sayfaya gitmek için tıklayınız
 
» MENÜ
   ATATÜRK KÖŞESİ


   ÜYELİK FORMU


   YÖNETİM KURULU


   KADIN KOMİSYONU


   GENÇLİK KOMİSYONU


   KADIN KOMİSYONU GEZİLERİ


   FAALİYETLERİMİZ


   RUMELİ MÜZİKLERİ


   BALKANLAR


   GÖREV YAPMIŞ YÖNETİM KURULLARI


   DENETİM KURULU


   TÜZÜK


   E-DEVLET LİNKLERİ


 » ÜYE GİRİŞ BÖLÜMÜ
Kullanıcı Adınız :
 
Şifreniz :
 
             
Yeni Kayıt -  Şifremi Unuttum
 » EN SON VEFAT DUYURULARI
» 14.11.2024 / Aynur Özen Vefat
» *28.08.2024 / Abdül Bahri Altınay Vefat*
» 26.07.2024 / Hakkı Dönmez Vefat
» 22.07.2024 / Adem Çalışkan Vefat
» 03.07.2024 / Keriman Bostancıoğlu Vefat
Tüm Vefat İlanları »»
 » HAFTANIN YAZISI
Hasan Yeniciler
» Değerli Üyelerimiz
Yazarın Tüm Yazıları »»
 » İLAN PANOSU
    İlanlara Bakın

İlan Ekleyin
 » ZİYARETÇİ DEFTERİ
    Defteri Okuyunuz

Deftere Yazınız
 » HAVA DURUMU
     
 » GÜZEL SÖZ
İnsana: “Kendini bil” denilmesi yalnız gururunu kırmak için değil, değerini de bildirmek içindir.
Cicero
 » GÜNÜN FIKRASI
Garson kendisinden bifteğin pişkin olmasını isteyen müşteriye yemeğini bitirdikten sonra sordu : -Bifteği nasıl buldunuz efendim? Müşteri sertçe cevap verdi : -Patateslerin arasından güçlükle
 

Balkanlara Osmanlıdan önce giden Müslümanlar kimlerdi?
» Balkanlara Osmanlıdan önce giden Müslümanlar kimlerdi?

Balkanlara Osmanlıdan önce giden Müslümanlar kimlerdi?

 

Müslümanların Balkanlardaki İslam’ı yayma faaliyetleri, Sloven ve Hırvat Hıristiyanlığın ezici gücü karşısında durdukları bilinmekle birlikte doğu ve güney kısımlarında yayıldığı görülmektedir

 

Avrupa coğrafyasında sekizinci Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Endülüs Emevi Müslümanları ile İslam’ın varlığı bilinmektedir. Bunun yanında Güney Doğu Avrupa bölgesinde özellikle Balkanlarda İslam’ın yayılması ve öğretilmesi çok daha sonraları Sarı Saltuk adlı bir dervişi tarafından götürüldüğü bilinmektedir.

 

Müslümanların Balkanlardaki İslam’ı yayma faaliyetleri, Sloven ve Hırvat Hıristiyanlığın ezici gücü karşısında durdukları bilinmekle birlikte doğu ve güney kısımlarında yayıldığı görülmektedir. Bölgede daha sonra İslam’ın yayılmasında da etkili olacak olan, haçtan nefret eden ikon ve kilise teşkilatını yok sayan Bogomilisleme inancı yaygın olmuştur. Bogomilisleme’nin etkin olmasının temel nedeni olarak ise Hıristiyanlığın: Sırp, Bulgar ve Boşnaklar üzerinde ezici ve şiddetli baskılarına karşı bu inancı seve seve kabul ettikleri görülmektedir. Bunun en iyi örneğini o sırada bölgede yaşayan bir papazın sözü açıklamaktadır: “Bunlar ne Katolik ne de hakiki Ortodokstur”(1)

 

On üçüncü yüzyılda Güney Doğu Avrupa özellikle Balkanlar coğrafyasında İslam’ın yayılması ve öğretilmesi husususun ilk başlatıcı olarak karşımıza Sarı Saltık çıkmaktadır. Kaynaklarda Şerif Hızır diye geçen Sarı Saltık, ilk olarak İbn Batuta’nın Seyahatnamesinde karşımıza çıkmakla birlikte Evliya Çelebi’de eserinde bahis etmiştir. Bunların yanında Balkan coğrafyasına gelmesi hakkında Evliya Çelebi’nin tespiti dikkat çekicidir:

 

 Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş’tan sonra “Sarı Saltık” lakabı ile tanınan Muhammed Buhari’yi Horasan Erenlerinden yediyüz kişi ile imdada gönderiyor ve meşhur tahta kılıçını beline kuşatarak şu nasihatı veriyor: “Sarı Muhammed’im! Bektaşım seni Rum’a göndersin. Leh diyarında dalalet –ayin olan Sarı Saltık suretine girip, ol mel’unu bir tahta kılıçla katleyle! Makedonya, Dobruca’da, Yedi-krallık yerde nam ve şan sahibi ol” Sarı Saltık Rum diyarına gelince Hacı Bektaş Veli, Şeyhinin emrini yerine getirerek, onu Dobruca’ya gönderiyor; o da oralarda bir çok kerametler gösteriyor bir çok yerleri zapt ve ahalisini İslam eyliyor”(2)

 

Çelebi, Sarı Saltık’ı Ahmet Yesevi öğrencilerinden olduğunu ve Rum diyarına Hacı Bektaş’ın yanına oradan ise Balkan coğrafyasına gönderdiğini ifade etmektedir. Diğer taraftan Kanuni Sultan Süleyman’ın 1538 seferinde Baba dağını ziyaret ettiği belirtilmiştir Öte taraftan Hacı Bektaşı Veli Velayetnamesinde; Sarı Saltık’ın bir çoban olduğu ve Hacı Bektaş’ın emri ile yanında iki abdalla beraber Sinob’dan seccade üstünde Gürcistan’a gittikleri Gürcilere İslamı tebliğ ettikten sonra Dobruca’ya dönerek burada canavar öldürerek buradaki ahaliyi Müslüman ettiği belirtilmiştir.(2)

 

Diğer taraftan M.Tayyip Okkiç’in bir makalesindeki konu üzerine tespiti ilgi çekicidir; On üçüncü asırda Bizans hizmetine giren bazı Türk kavimlerinin bulunduğunu bunların Balkan coğrafyasında Bizans tarafından iskân edildiği bunlarında yaşadıkları bölgede İslam’ı yaydığı-öğrettiği ifade etmektedir. Sarı Saltık’ında aynı şekilde 1263 tarihinde yanında bir kısım Türkle beraber Balkanlara bu şekilde geçtiği mezkûr kaynakta belirtilmektedir.Diğer taraftan yanında giden bir kısım dervişin geri dönmüş olduğunu söylemektedir. Bunların yanında Sarı Saltık’ın Bektaşi geleneğinden gelmediğini ifade etmiştir. Okiç; Sarı Saltık’ın Bektaşilikle hiçbir ilgisi olmadığı halde, vefatından hayli sene sonra kurulmuş bulunan bu tarikatın menakıpnamelerinde ve velâyetnamelerinde isminin geçtiğini ifade ediyor.

 

Sarı Saltık ve yanında giden dervişlerin bir kısmının döndüğü bilinmektedir. “bir kısım Türkler Sarı Saltık’la Balkanlara geçmişler ve sonra Karesi-oğullarından İsa bey zamanında tekrar Karesi mülküne Hicri 662 Miladi 1263-64 hicret ettikleri görülmektedir.

 

Diğer taraftan Sarı Saltık hakkında halk arasında efsane ve rivayetlerin bulunduğu bilinmektedir Bunların başında; Evliya Çelebi bu rivayetler den bir kaçını şu şekilde anlatır; “ Sarı Saltuk’un Rumeline geçtikten sonra Dobruca civarında bir ejderi katl ettiği bunu gören Kralın ve Kırk bin adamının İslam’a geçtiği, daha sonra fethettiği Danzig(bugünkü Polanya) şehrine yüz elli bin tatarı yerleştirdiğini belirtmiştir.”(3)

 

Bu kaynaklarda dikkat çekici diğer bir nokta ise; Büyük bir İslam dervişi olan Sarı Saltık’ın Osmanlı fütühat hareketi başlamadan önce burada İslam’ı yayması ve öğretmesidir. Böylece Osmanlı gelmeden önce burada zemin hazırladığı ifade edilmektedir.

 

Bunun yanında Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ve İbn Batuta Seyahatnamesinde bölgede ki şehir isimlerinden yola çıkarak Sarı Saltık ve türbesi hakkında bilgiler vermektedir. Bunların başında Türkiye coğrafyasın da Edirne’nin Babaeski, Yunanistan’da Korfu Adası ve en önemlilerinden olarak bilinen Romanya Dobruca’da Kaliakra, ve son olarak Boğdan’da Baba dağı olduğunu ifade etmektedirler(1).

 

Sarı Saltık’un vasiyeti diğer bir ilginç noktadır. Sarı Saltık: Vefatından sonra cesedinin yedi tabut hazırlanıp bir tabut içine konmasını ve yedi tabutun uzaklarda bulunan yedi kafir memleketine defnedilmesini vasiyet etmiştir. Zira böylece kabrini ziyaret edecek Müslümanların hakiki mezarını bilmeyecekleri yedi kafir memleketin her birine gitmek mecburiyetinde kalacakları ve ziyaretler dolayısıyla bu ülkelerin İslam devletine ilhak edileceği düşünülmüştür.

 

Konu hakkında diğer bir ifade ise,; yedi kafir diyarı hükümdarı tarafından asker göndererek cesetinin aldırıldığı ve memleketine defin edildiği de belirtilmiştir.Bunların yanında Sarı Saltık’ın mezarının bulunduğu yerler ile Bogomilisleme inancının aynı bölgelerde etkin olduğu kaynaklarda ifade edilmiştir(1)

 

Bunların yanında Sarı Saltuk hakkında bilgiler yarı efsanevi veya halk arasında anlatılan hikâyelerden oluştuğu bilinmekle birlikte döneme ait kaynakların Kilise tarafından yakıldığı ve Macarlar tarafından yapılan eserlerin tahrip edildiği bilinmektedir.

 

 

 

1) Prof Dr. Muhammed Tayyib Okiç “Güney Doğu Avrupa’da İslam’ın Zuhuru”,Editör; Süleyman Bayraktar, İslami Araştırmalar.

2) Ord. Prof.Dr. M.Fuad Köprülü “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar”

3) Evliya Çelebi Seyahatnamaesi

Dünya Bülteni / Tarih Dosyası - Emrah Avcı


  |   3.11.2012  |   | Okunma : 992 |   |Bu Haberi Yazdır|    Haberi Facebookta paylaşmak için tıklayınız