Ana Sayfa  |   İletişim   |   Banka Hesap Numaraları   |  
Ana sayfaya gitmek için tıklayınız
 
» MENÜ
   ATATÜRK KÖŞESİ


   ÜYELİK FORMU


   YÖNETİM KURULU


   KADIN KOMİSYONU


   GENÇLİK KOMİSYONU


   KADIN KOMİSYONU GEZİLERİ


   FAALİYETLERİMİZ


   RUMELİ MÜZİKLERİ


   BALKANLAR


   GÖREV YAPMIŞ YÖNETİM KURULLARI


   DENETİM KURULU


   TÜZÜK


   E-DEVLET LİNKLERİ


 » ÜYE GİRİŞ BÖLÜMÜ
Kullanıcı Adınız :
 
Şifreniz :
 
             
Yeni Kayıt -  Şifremi Unuttum
 » EN SON VEFAT DUYURULARI
» 14.11.2024 / Aynur Özen Vefat
» *28.08.2024 / Abdül Bahri Altınay Vefat*
» 26.07.2024 / Hakkı Dönmez Vefat
» 22.07.2024 / Adem Çalışkan Vefat
» 03.07.2024 / Keriman Bostancıoğlu Vefat
Tüm Vefat İlanları »»
 » HAFTANIN YAZISI
Hasan Yeniciler
» Değerli Üyelerimiz
Yazarın Tüm Yazıları »»
 » İLAN PANOSU
    İlanlara Bakın

İlan Ekleyin
 » ZİYARETÇİ DEFTERİ
    Defteri Okuyunuz

Deftere Yazınız
 » HAVA DURUMU
     
 » GÜZEL SÖZ
Hiçbir suçlu kendi öz mahkemesinde
vicdanında beraat edemez. JUVENAL
 » GÜNÜN FIKRASI
Ahmet Bey kör bir dilenciye, yanından her geçişte sadaka vermek adetindeydi. Günün birinde dilenciyi gazete okurken yakalamaz mı? -Aferin, kör olduğunuzu iddia ettiğiniz halde gazete okuyorsunuz ha! Sahte kör isyan etti.-Okuduğumu kim söylemiş, sadece resimlerine bakıyorum
 

"Zorunlu Göçün Acı Hatıraları" Semineri Gerçekleşti;
» "Zorunlu Göçün Acı Hatıraları" Semineri Gerçekleşti;

 "Zorunlu Göçün Acı Hatıraları" Semineri Gerçekleşti;

Bulgaristan'dan zorunlu olarak göçe zorlanan soydaşlarımızın yaşadıkları acıların, zorlukların anlatıldığı resimlerin paylaşıldığı bir semineri, İstanbul Rubekad katılımı ile Avcılar Belediyesi Meclis Üyesi Sayın Gülten Yarbasan önderliğinde düzenlendi. Birlikte göç öncesi ve sonrası sorunlarla ilgili paylaşımlarda bulunuldu seminere  Türkiye Büyük Millet Meclisi İstanbul Milletvekili Binnur Tamaylıgil'de katıldı.

Programa Eyüp Rumeli Türkleri Derneğimiz adına Başkan Ayhan Uygur, Yönetim Kurulu Üyeleri, Dernek Üyeleri, Kadın Komisyonu katıldı. 
PROGRAM:
FOTOĞRAF SERGİSİ (ZORUNLU GÖÇÜN ACI HATIRALARI)
AÇILIŞ KONUŞMALARI:
AYHAN BÖLÜKBAŞI (Rumeli Balkan Federasyonu Başkanı)
KONUŞMACILAR:
SÜHEYL ÇOBANOĞLU(Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Vekili)
DR. EMİNE BAYRAKTAROVA (Yüksek İslam Enstitüsü Öğretim Görevlisi)
TENDÜ MERİÇ(Felsefe Tarihi,Bilgi/Varlık Bilimdalı Uzmanı)
Etkinlikte ünlü şair RECEP KÜPÇÜ'nün şiirlerinden oluşan bir dinleti, yapıldı.

Göçün Özeti;

300 binden fazla Bulgaristan Türk’ünün, yüzlerce yıldır yaşadıkları toprakları terk ettiği ‘Büyük Göç’ün üzerinden çeyrek asır geçti. Türkiye’ye sığınan göçmenler, doğdukları topraklarla bağlarını koparmadılar. 1989 zorunlu göçünün ilk kıvılcımları 1984 yılında Bulgar hükümeti tarafından ateşlenir.
Komünist rejim önce Türk nüfusun yoğun olduğu kenar köylerden başlayarak isimleri Bulgarlaştırır. Ardından sıra merkezde yaşayan Türklere gelir. Adını değiştirmeyip Bulgar kimliği almayan Türkler, toplu taşıma kullanamaz. Daha vahimi, ekmek alırken bile kimlik sorulmaktadır. Gösteremeyenler, “Sana ekmek yok!” cevabı ile karşılaşır.

Hiçbir sosyal haktan yararlanamayan, okulları kapatılan, konuştuğu dil Türkçe yasaklanan Türkler, ağır şartlara daha fazla dayanamayıp gösteri ve grevlerle hakkını aramaya başlar. 25 Mayıs 1989’da Kuzey Bulgaristan’da özellikle Kırcaali gibi Türk nüfusun yoğun olduğu şehirlerde yürüyüşler başlar. Fakat komünist Bulgar yönetimi bu masum ve haklı hareketlere kaba kuvvetle cevap verir. İşkenceler, gözaltılar, zulümler durmaz. “Elebaşı” olarak tespit ettikleri insanlar, Belene gibi ölüm kamplarında sindirilmeye çalışılır. Ordu tarafından götürülen ve bir daha haber alınamayan insanların, taşkınlıklar sırasında şehit edilen Türklerin sayısı her gün artmaktadır. Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri ve Bulgaristan Başbakanı (1971-1989) Todor Jivkov televizyondan, “Türkiye kapılarını açsın, pasaportlarını vereceğiz, kalmak istemeyen çekip gitsin.” açıklaması yapar. 

Gelgelelim isteyen herkese değil, istediği kişilere pasaport verir Bulgar hükümeti. Özellikle okumuş ve aydın kesim aileleri de paramparça edilerek, mallarına el konarak ülkeden ihraç edilir. Ardından “Büyük Göç” başlar. Trenler, arabalar, yaya kervanları kilometrelerce uzar. Bulgaristan Türkleri, Kapıkule Sınır Kapısı’na üç ile beş bin kişilik kafileler halinde ilerlemektedir. Özellikle “utanç treni” olarak hafızalarda yer eden trenler binlerce insan taşır sınıra. Bu “zorunlu göç” karşısında Türkiye Cumhuriyeti soydaşlarına kapıları sonuna kadar açar. İki ülke arasındaki vize uygulaması 2 Haziran 1989’da kaldırılır. Vize uygulamasının tekrar başladığı 22 Ağustos 1989’a kadar geçen iki buçuk ayda, 300 binden fazla Bulgaristan Türk’ü Kapıkule’den ülkeye giriş yapar. Her gün binlerce göçmen sınırdan giriş yapmaktadır. Mehter Marşı ile karşılanırlar. Gelenler gözyaşlarına hâkim olamaz. Zira acı ve mutluluk bir aradadır. Pek çoğu trenden iner inmez vatan toprağını öper. Osmanlı’nın 485 yıl kaldığı Balkan toprağını, doğup büyüdükleri “vatan”ı terk etmenin, mallarını, en önemlisi de ailelerini bırakıp gelmenin acısı yüreklerindedir. Diğer yandan esaret ve zulümden kurtulmanın ve “anavatan” bildik.

 

 

 

 


  |   17.05.2015  |   | Okunma : 1321 |   |Bu Haberi Yazdır|    Haberi Facebookta paylaşmak için tıklayınız