Ana Sayfa  |   İletişim   |   Banka Hesap Numaraları   |  
Ana sayfaya gitmek için tıklayınız
 
» MENÜ
   ATATÜRK KÖŞESİ


   ÜYELİK FORMU


   YÖNETİM KURULU


   KADIN KOMİSYONU


   GENÇLİK KOMİSYONU


   KADIN KOMİSYONU GEZİLERİ


   FAALİYETLERİMİZ


   RUMELİ MÜZİKLERİ


   BALKANLAR


   GÖREV YAPMIŞ YÖNETİM KURULLARI


   DENETİM KURULU


   TÜZÜK


   E-DEVLET LİNKLERİ


 » ÜYE GİRİŞ BÖLÜMÜ
Kullanıcı Adınız :
 
Şifreniz :
 
             
Yeni Kayıt -  Şifremi Unuttum
 » EN SON VEFAT DUYURULARI
» 14.11.2024 / Aynur Özen Vefat
» *28.08.2024 / Abdül Bahri Altınay Vefat*
» 26.07.2024 / Hakkı Dönmez Vefat
» 22.07.2024 / Adem Çalışkan Vefat
» 03.07.2024 / Keriman Bostancıoğlu Vefat
Tüm Vefat İlanları »»
 » HAFTANIN YAZISI
Hasan Yeniciler
» Değerli Üyelerimiz
Yazarın Tüm Yazıları »»
 » İLAN PANOSU
    İlanlara Bakın

İlan Ekleyin
 » ZİYARETÇİ DEFTERİ
    Defteri Okuyunuz

Deftere Yazınız
 » HAVA DURUMU
     
 » GÜZEL SÖZ
Eğitimin insanı bozmaması yetmez, daha iyiden yana değiştirmesi gerekir
Montaigne
 » GÜNÜN FIKRASI
Temel ve karısı Fadime geziye çıkmışlar. Motel diye bir levha görmüşler ve Fadime sormuş : -Otel oçey de motel neyun nesu olayi? Temel anında yapıştırmış. -Kaşık maşık gibi hani.
 

Keser Döner Sap Döner
» Keser Döner Sap Döner

 Keser Döner Sap Döner

Hükümetin paralelciler dediği Gülen cemaatine (kendi tabirleri ile hizmet hareketine) yönelik operasyonlar “keser döner sap döner gün gelir hesap döner” sözünü hatırlatıyor. Sn.Erdoğan geçmişte “Bu hasret dinsin” diyerek Hoca’yı Türkiye’ye davet ediyorken, araları bozulunca “ne istediler de vermedik” diyor ve “inlerine gireceğiz” diyerek olacakları işaret ediyordu zaten.

Geçmişte sahte deliller ve yalancı tanıklarla Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi davalarda Türk Milletine ve onun içinden çıkmış Kahraman Türk Ordusuna kumpas kurdukları Başbakan Yardımcısı tarafından açıklanmıştı. Yüzlerce masum insanı haksız ve hukuksuz bir şekilde yıllarca hapislerde çile çektirdiler. Şimdi hükümetle yolları ayrılıp ta operasyonlar kendilerini hedef alınca, adalet ve hukuk diye feryat ediyorlar.

Peki geçmişte askerlere, gazetecilere, akademisyenlere ve birçok günahsız insana yapılan haksızlıklar karşısında “hukuki süreç işliyor,  o yüzden acele etmeye gerek yok. Paniğe hiç gerek yok. Bırakın yargı işini yapsın” derken her insan için hukuk ve adaletin olmazsa olmaz olduğunu niçin düşünmediniz?

Tuncay Güney adlı bir sahtekarın rehberliğinde uyduruk suçlamalarla operasyonlar yapılıyor, ordumuzun şerefli subayları darbecilikten, faili meçhul cinayetlere kadar akla ziyan bin türlü suçla kamu vicdanında mahkum ediliyordu. Daha soruşturma aşamasında ileri sürülen iddiaları gerçekmiş gibi manşetlere taşınıyordu. Geçmişte illegal örgütlerin işlediği faili meçhul kalmış cinayetler günah keçisi ilan edilen askerimizin üzerine yıkılıyordu. Asit kuyularında yakılan insanlardan bahsediliyor, kışla arazilerindeki toplu mezarların varlığı iddia ediliyor, askerden intikam alma peşinde olan pkk.lılara gizli tanıklık yaptırılıyordu.

Dünün kumpasçıları geçmişte yok yere masum insanlar mağdur edilirken neredeyse sevinçten göbek atıyorlardı. “Bir zamanlar cemaatin kumpas kurduğu askerlerin aileleri sokaklarda adalet arıyordu. Şimdi iktidarın hedefindeki cemaatçiler sokaklarda adalet arıyor!..” diye yazmış Sözcü gazetesi haberin başlığında. Boşuna dememişler “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” diye, nereden nereye...

Yine Sözcü gazetesinde Bekir Coşkun “Bu millet, bu ülkeyi hak etmedi...Bu topraklar, bu tarih, bu miras, bu yurt... Üzerinde yaşayanların sevip koruyamadığı yerdir...” diyor ve “çakal sürülerinin üşüştüğü yaralı bir bizon gibi tasvir ettiği Türkiye’mizin parçalanışını izlemekle” suçluyor herkesi, yazısında...Haklı mı haksız mı, takdirlerinize bırakıyorum.

Yaşananlar akla ziyan... Eğer hükümetle cemaat arasında kavga olmasaydı, Erdoğan’ın “ne istediler de vermedik” dediği günlerdeki gibi devam etseydi bugün suçsuzlukları kabul edilen bunca insan halen daha hapislerde sürünüyor olacaktı... Allah’ın sopası yok, ama ilahi adaletin varlığı da bir gerçek.

Demokrasisi gelişmiş Batılı bir ülkede hukuk, ırka, etnik kimliğe, dine, mezhebe, yaşam tarzına göre değil yasalarla belirlenmiş evrensel usullere göre şekillenir. Yani keyfi değil, insani, vicdani, ahlaki ve medenidir. Son on yılda hukuka güven çok büyük yara aldı. Uydurma delillerle, hayali suçlarla, kaçma ihtimali olmayan saygın insanları sırf itibarsızlaştırmak amacıyla sabahın köründe TV.lerin ve gazetecilerin rehberliğinde tutuklamak, polis fezlekesini iddianameye dönüştürmek, iddianameyi de mahkeme kararına dönüştürmek adalet duygusunu çok sarstı. Zannedersem bugün Türkiye’nin en yıpranmış kurumu adalet kurumudur. Türkiye’mizin acil olarak adalete, merhamete, vicdana, eşitliğe ve hukukun üstünlüğüne ihtiyacı vardır. Bakıyorum gazetenin birinde tam sayfa “Kanlı Örgüt” başlığının altında bir zamanlar askerlere yaptıkları gibi, Üzeyir Garih, Hablemitoğlu, Danıştay, Hrant Dink suikasları, Rahip Santoro, Behçet Oktay cinayetleri, Zirve yayınevi katliamı dahil akla gelen tüm faili meçhuller Gülen Cemaatine ihale edilmiş. Doğru olup olmadığını sonuçta yargı teşhis edecektir elbette. Ama aynı suçlamaların her dönemde, işine gelmeyen her kişiye karşı kullanılması çok saçma değilmi!!!

Sonuçta, kimse devlete ortak olmaya ve organik yapısını bozmaya kalkışmamalı. Osmanlı İmparatorluğunda devletin düzeni iktidar kavgalarıyla sarsılmasın diye yüzyıllar boyunca padişahlar, kardeşlerini ve hatta evlatlarını katlettiler. Bugün de kimse devletin gücünü organik yapı dışında bir başkasıyla paylaşmaz.

 Süheyl Çobanoğlu

RUBASAM

Başkan Vekili


  |   24.12.2014  |   | Okunma : 1134 |   |Bu Haberi Yazdır|    Haberi Facebookta paylaşmak için tıklayınız